TRABZON MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ
İletişim Bilgileri:
Adres: Cumhuriyet Mahallesi, Şehit Onur Fikret Dülger Caddesi No:10 Ortahisar / TRABZON
Tel: 0 462 322 38 22
Faks: 0 462 326 18 88
E-Posta: trabzonmuzesi@ktb.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe: Trabzon İli ve İlçeleri
Bağlı Birim:
Sümela Örenyeri
Küçük Ayvasıl Kilisesi
TRABZON MÜZESİ
Adres: Cumhuriyet Mahallesi, Şehit Onur Fikret Dülger Caddesi No:10 Ortahisar / TRABZON
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): Tadilat nedeniyle ziyarete kapalıdır.
Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konak, Zeytinlik Caddesinde, 1900’lü (1898–1913) yılların başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından büyük programlı konut olarak yaptırılmıştır. Konağın mimarlarının ismi tespit edilememiştir. Ancak mimarlarının İtalyan olduğu bilinmektedir.
Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulmuş ve konak Nemlioğlu ailesi tarafından satın alınmıştır.
Milli mücadele yıllarında karargah binası olarak kullanılan yapı, 1924 yılında Atatürk’ün Trabzon’u ilk ziyaretinde konaklaması için düzenlenmiştir. Atatürk ve eşi Latife Hanım ile beraberlerindekiler 15–17 Eylül 1924 tarihlerinde bu konakta kalmışlardır.
Trabzon Valisi Ali GALİP Bey zamanında 1927–1932 yıllarında 25.000-TL. bedelle kamulaştırılarak 1927–1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931–1937 yılları arasında Genel Müfettişlik Binası olarak kullanılmıştır.
1937 yılında Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen yapı, 50 yıl Kız Meslek Lisesi olarak hizmet verdikten sonra müze olarak düzenlenmek üzere, 1987 yılında Kültür Bakanlığı’na tahsis edilmiştir.
1987–2001 yılları arasında Bakanlığımızca yaklaşık 13 yıl süren restorasyon çalışmaları sonucunda aslına uygun olarak yenilenen konak 22 Nisan 2001 tarihinde Arkeolojik ve Etnoğrafik Eserlerin sergilendiği Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Ülkemizin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan, yaklaşık 1500 m2 kullanım alanı olan konağın bodrum kat hariç diğer katları tamamen kalem işi bezelidir.
Konak Müzeye çevrildikten sonra bodrum katı Arkeolojik Eserler Bölümü olarak düzenlenmiştir. Arkeolojik Eserler Bölümü’nde Erken Tunç Dönemi’nden Osmanlı Dönemi sonuna kadar taş, pişmiş toprak, metal, cam vb. eserler sergilenmektedir.
Arkeolojik Eser Seksiyonları 4 mekandan oluşmaktadır. Giriş Salonu olarak kullanılan birinci mekanda; 1997 yılında Trabzon Tabakhane mevkiinde Trabzon Müze Müdürlüğü’nce yapılan kurtarma kazısında çıkarılan, M.S. 2.yy’la tarihlenen Roma Dönemi Bronz Hermes Heykeli sergilenmektedir. Heykel Müzenin en önemli eserleri arasında yer almaktadır.
1. Bölümde Eski Tunç, Urartu, Demir Çağı, Hellenistik ve Roma Dönemi eserlerin yanı sıra yine Müzenin önemli eserleri arasında yer alan Asur Dönemi silindir mühür sergilenmektedir.
2. Bölümünde yine Roma ve Hellenistik Dönem Bronz, Pişmiş Toprak, Cam Eserlerin yanı sıra Roma Dönemi Sikkeler sergilenmektedir.
3. Bölümde ise Bizans Dönemi Sikkeler, İkonlar ve Osmanlı Dönemi objelere yer verilmiştir.
Konağın giriş katı diğer bölümlere nazaran daha yoğun kalem işi süslemelere sahiptir. Konak Teşhiri olarak düzenlenmiştir. Bu kattaki bazı odalarda halen orjinal ipek duvar kağıtları da yer almaktadır. Bu bölümde sağdan sola doğru Oturma Odası, Çalışma Odası, Gündüz Oturma Salonu, Yemek Odası, Oyun Odası seksiyonları yer almaktadır. Dönemin eğlence salonu, müzik dinletisi, konferans vb. amaçlarla da kullanılan salonunda barok üslubun yoğun izlerini taşıyan loca (balo) bölümü bulunmaktadır.
Giriş katına göre daha sade olan birinci kat Etnoğrafik Eserler Seksiyonu olarak düzenlenmiştir. Bu katta, İslami Eserler, Silahlar, Yazma Eserler, Dokumalar, Takılar, Giysiler gibi bölümlerin yanında; Türkiye Cumhuriyeti 5. Cumhurbaşkanı Cevdet SUNAY Seksiyonu ve Büyük Önder Atatürk’ün yatak odası düzenlenmiştir. 1924 yılında Atatürk’ün kaldığı yatak odasının mobilyaları konağın ikinci sahipleri Nemlioğulları’ndan sergilenmek üzere satın alınmıştır. Konağın Asma Katı Trabzon Müze Müdürlüğü olarak düzenlenmiş olup idari kat olarak kullanılmaktadır.
Trabzon Müzesi’nde kullanılan süsleme ve mimarı tarzı ondokuzuncu yüzyıldan itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’nun geleneksel sanat etkilerinden uzaklaşıp Avrupa’da geçmişi yaklaşık olarak yüzelli yılı bulan Barok rokoko üslubudur.
Kalem işi ustaları ve mimarları İtalyan’dır ki anılan köşk ve kasırların ressam ve mimarlarının da İtalyan olduğu kesin tespit edilmiştir.
Aslında konağı bu kadar özel kılan eklektik mimari tarzıdır. Tarzın bir etkisi olarak kullanılan İon Hymationu (Roma Döneminde kullanılan yumurta dizini şekilde süsleme bezemesi) nasıl ustalıkla kartonpiyerlerinin altında lotuspalmet dizinleriyle kullanıldıkları görülmeye değerdir. Salona girdiğinizde, tavanda sizi karşılayan Venüs Adonis’i ve Eros’un Geç Dönem Roma tasvirleriyle yaratılan Neoklasizm Akımının etkisi büyüleyicidir. Kapıdan içeri girerken sağınızda ve solunuzda yer alan Grifonlar’lar (Mitolojik Varlık Kanatlı Aslan) ya da eğlence salonunun arasındaki bölmede cam çerçeveler üzerinde yer alan Art-Nevo tarzı işlemeler, Oturma salonları, tavan süslemeleri ve madalyonları içine yerleştirilen Trabzon Surları ya da Değirmendere mevkiinde yer alan tescilli tarihi Nemlioğlu Köprüsü betimlemelerinin yanında doğa portreleri görülmeye değerdir.
Bugün oyun salonu olarak düzenlenen orjinalde muhtemel fal odasının tavanında yer alan burçları kuşağının ustalıkla işlenmesi ve aynı tavan göbeğinin kenarlarında yer alan madalyonlardaki Hermes ve Zeus tasvirleri başlı başına bir sanat eseridir.
Binada kullanılan eklektik (karışık) mimari anlayışı çatı örtüsünde de kendini göstermektedir. Kuzey Doğu köşesinde sekizgen kuleyi Andıran bölüm balık pulu şeklinde kurşun plakalarla örtülüdür. Kuzeybatı köşede yer alan sekizgen odanın üzeri ise kaburgalı ve hafif konik tarzda kurşun balık pulu şeklinde kubbe ile örtülüdür. Kuzeydoğu köşede yer alan enine dikdörtgen şeklindeki odanın çatı kısmında daire ve oval pencerelerin bulunduğu mekanın üzerine teras oluşturur. Zemin kattaki eğlence salonunun üzeri beşik tonoz biçimini andıran camekanlı çatı ile örtülmüştür. Diğer kısımlar ise alaturka kiremitle kapatılmıştır.
Bahçe düzenlemesinde ise yine Neoklasizm akımının etkisi altında kalındığı Konağın hemen girişinde yer alan Tyke (Şehirlerin Korucusu Tanrıça) heykelinden açıkça görülmektedir.
Restorasyon çalışmaları nedeniyle müze ziyarete kapalıdır.
KÜÇÜK AYVASIL KİLİSESİ
Adres: Çarşı Mahallesi Hartamas Sokak Ortahisar / TRABZON
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 08:00-17:00
M.S.9. yüzyılda Roma İmparatoru I. Basil zamanında, yeniden inşa edildiği bilinen yapı Trabzon’un en eski kilisesi olarak da bilinmektedir. Doğu–batı doğrultusunda üç nefli bazilika planlı olarak düzenlenen yapı; naos, bir ana apsis ve iki yan apsis bölümlerinden meydana gelmektedir. İçten ve dıştan yarım daire planlı olan apsisler dışa taşkındır. Naosta iki adet iyon başlıklı sütun bulunur. Bazilikanın içindeki iki sütun ve başlıklar Roma stilini yansıtmaktadır. Sıva ile kapanmış bulunan iç duvarlarında freskler yer almaktadır.
Güneydeki kapısının üstünde bulunan Roma döneminde yapıldığı anlaşılan mermer kabartmanın eski bir tapınaktan alınarak buraya konulduğu sanılmaktadır. Fresklerde işlenen sahnelerden sadece İsa’nın çarmıhtan indirilişi seçilebilmektedir. Naosun güney duvarında bulunan bu sahnede İsa figürünün uzanmış gövdesi ile başı kısmen görülebilmesine karşın İsa’nın yanında bulunan Meryem sadece genel hatları ile seçilebilmektedir.
SÜMELA MANASTIRI
Adres: Coşandere Mahallesi Altındere Vadisi Milli Parkı Maçka / TRABZON
Tel: 0 462 531 10 64
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
Yaz: 15 Nisan-31 Ağustos 08:00-19:00
Güz: 15 Eylül-14 Ekim 08:00-18.00
Kış : 15 Ekim-14 Nisan 08:00-17:00
Trabzon’un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere Vadisine hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 m yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla Manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür.
Meryem Ana adına kurulan Manastırın “Sümela” adını “siyah” anlamına gelen “melas” sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin Manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’dan geldiği düşünülmekte ise de Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir.
Rivayete göre; Bizans İmparatoru I.Theodosius zamanında (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuş olan Manastır, 6.yüzyılda imparator Justinianus’un Manastırın onarılarak genişletilmesini istemesi üzerine generallerinden Belisarios tarafından tamir edilmiştir.
Sümela Manastırı’nın şimdiki durumuyla varlığını 13.yüzyıldan itibaren sürdürdüğü bilinmektedir. 1204 tarihinde kurulan Trabzon Komnenosları Prensliği’nden III. Alexios’un (1349-1390) zamanında manastırın önemi artmış ve fermanlarla gelir sağlanmıştır. III. Alexios’on oğlu III. Manuel ve sonraki prensler döneminde de Sümela yeni fermanlarla zenginleştirilmiştir.
Doğu Karadeniz kıyılarının Türk Egemenliğine girmesini takiben Osmanlı Padişahları pek çok Manastırda olduğu gibi Sümela’nın da haklarını korumuşlar, bazı imtiyazlar vermişlerdir.
Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. 19 yüzyılda büyük binaların ilave edilmesi ile manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde son şeklini alan Manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiştir.
Trabzon’un 1916-1918 yılları arasında Rus işgali sırasında Manastıra el konulmuş, 1923’den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.
Sümela Manastırı’nın başlıca bölümleri; Ana kaya kilisesi, birçok şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma yer almaktadır.Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir.
Örenyerinin girişinde yer alan su kemerleri çok gözlü olup: kemerler ana kayaya yaslanmıştır. Çok gözlü olan bu kemerin büyük bölümü yıkılmış ancak restorasyon çalışmaları sırasında tamamlanmıştır.
Dar ve uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunmaktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda, manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde güneydoğuda çeşitli manastır binaları bulunmaktadır. Sağ tarafta kütüphane yer almaktadır. Yine sağda yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır. Bu yapıların büyük bir bölümü 1860 yılına tarihlenmektedir.
Avlunun etrafındaki binalarda odalardaki dolapları, hücreleri, ocakları ile Türk sanatının etkileri de görülmektedir.
Manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmıştır. Kaya kilisesinin içinde avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine ait fresklerin varlığı tespit edilmiştir. Şapeldeki en üst tabaka freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmektedir. En alt tabakanın freskleri daha üstün niteliktedir.
Sümela Manastırı’ndaki fresklerde, İncil’den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı, Azizlerin hayatına ilişkin tasvirler, III.Alekxios’un taç giyme sahnesi vb. Fresklerde işlenen başlıca konular arasında yer almaktadır.