Muğla Fethiye Müze Müdürlüğü
Muğla Fethiye Müze Müdürlüğü
FETHİYE MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ
İletişim bilgileri:
Adres: Kesikkapı Mahallesi, 505 Sokak, No:4 Fethiye/MUĞLA
Tel: 0 252 614 11 50
E-posta: fethiyemuzesi@ktb.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe:
Fethiye, Dalaman, Ortaca, Köyceğiz, Seydikemer
Bağlı Birimleri:
Fethiye Müzesi
Amintas Örenyeri
Kayaköy Örenyeri
Gemiler Adası
Letoon Örenyeri
Pınara Örenyeri
Tlos Örenyeri
Kaunos Örenyeri
FETHİYE MÜZESİ
Adres: Kesikkapı Mahallesi, 505 Sokak, No:4 Fethiye/MUĞLA
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Antik Likya bölgesinin en batıdaki kenti Telmessos’un üzerine kurulmuş liman kenti olan Fethiye’de ilk müze,1962 yılında dönemin kaymakamı Recep CEYLAN’ın girişimleri sonucu, 1957 depreminden sonra yeniden yapılanan kentten ve çevresinden toplanan eserler ile oluşturulmaya başlanmıştır. Müze ilk olarak, 1962 yılında şimdiki Liman Başkanlığı yanında, Antik Telmessos Tiyatrosu önünde, bir açık hava müzesi şeklinde faaliyet göstermiştir. 1987 yılından bu yana şimdiki yerinde faaliyet gösteren Fethiye Müzesi, 2 ana salondan oluşmakta ve sergilenen eserlerin büyük bir bölümünü seramik eserleri oluşturmaktadır. Salonlarda eserler kendi içerisinde kronolojik bir sıra ile devam etmektedir. M.Ö 3. binden Geç Osmanlı Dönem aralığını kapsayan eserler bulunan Fethiye Müzesinde Üç Dilli Yazıt (Likçe, Grekçe, Aramice), Izraza Anıtı, Çift Dilli Yazıt (Karca-Grekçe) gibi eşsiz eserler ve Tanrı-Kahraman Kakasbos’a adanan adaklar gibi Likya bölgesinin eserlerini görmek mümkündür.
AMİNTAS ÖRENYERİ
Adres: Kesikkapı, 117. Sokak, No:3, 48300 Fethiye/Muğla
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Muğla ili, Fethiye ilçesi belediye sınırları içerisinde şehir merkezinde, Kesikkapı mahallesindedir. Fethiye’nin güneyinde yer alan dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmış 3’ü tapınak tipinde diğerleri ise sivil mimari örneklerini yansıtan birçok kaya mezarı bulunmaktadır. Tapınak tipinde olan 3 mezardan biri Hermapias oğlu Aminthas’a ait olan mezar yapısı en görkemli örneği yansıtmaktadır. Halk arasında “Kral Mezarı” diye bilinen bu mezar diğer iki mezara göre nispeten daha sağlam kalmıştır. Kaya Mezarlarının tümü Klasik Dönemde yapılmış olup dolayısıyla Fethiye’nin yaşadığı tüm medeniyetlere tanıklık etmiştir. Bu mezar yapıları, döneminde soyulmuş olmakla birlikte Hristiyanlık Döneminde de çok büyük fiziki zarara uğramışlardır.
KAYAKÖY ÖRENYERİ
Adres: Muğla İli, Fethiye İlçesi, Kayaköy Mahallesi
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz:08.30-19.30
Kış:08.30-17.00
Fethiye’nin 8 km güneyinde bulunan ve Antik Dönemde Karmylassos olarak bilinen Kayaköyü’nün geçmişi filolojik verilere göre M.Ö.3. binlere kadar gitmesine karşın mevcut kalıntılara M.Ö.4.yy.dan daha aksine giden buluntu henüz ele geçmemiştir.
Kentte yamaca dayalı olarak gözlemlenen yapı gruplarının tamamı Osmanlı İmparatorluğunun geç dönemlerinde azınlıklara tanınan haklarla 19.yy’ın 2. yarısı ile 20.yy.ın ilk çeyreğinde iskan edilen Rumlarca yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında bölgede yaşayan Rumların Batı Trakya’daki Türkler ile mübadele edilmesi sonucu boşaltılan kentteki yapıların ahşap olan kapı, pencere ve üst örtü sistemlerinin doğal etkenler ile tahrip olmasıyla kent hayalet bir şehir görünümü almıştır.
Terk edilen kentte her biri 50 m2 den büyük olmayan, manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan, genellikle alt katları kiler olarak kullanılan, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçlarının olduğu ikişer katlı 350 ila 400 arasında konut bulunmaktadır. Konutların yanı sıra evlerin arasına serpiştirilen çok sayıda şapel, 2 büyük kilise, 1 okul binası ile 1 gümrük binası yer almaktadır.
GEMİLER ADASI
Adres: Gemile Koyu, Gemile Plajı ve hemen karşısındaki Gemiler Adası Muğla'nın Fethiye ilçesinin Uzunyurt mahallesi sınırları içinde bulunmaktadır.
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Fethiye’ye takriben 9 km uzaklıkta, güneydedir. Ortaçağda Smybola bilinen Ölüdeniz havzası içinde yer alan Gemiler ya da Aya Nikola Adası M.S. 5. yy. dan itibaren bilhassa dinsel içerikli yerleşimlerin oluşması ile önemli bir konuma sahip olmuştur. Avrupa ve Doğu Akdeniz ülkelerinin ticaret ve seyahat gemilerinin uğrak yeri haline gelerek bir hac merkezi olan adada birçok kilise ve şapel yanında din eğitimi veren okullar da mevcuttur.
Adanın ismiyle ilgili bazı rivayetler vardır. Adanın en yüksek noktasında yer alan kilisenin Aziz Nikolas’a ithaf edildiği Ortaçağ Dönemine ait bir denizcilik rehberinde rastlandığı bilinmektedir. Ancak Aziz Nikolas’ın Derme’ de doğduğu sanılan ve Noel baba olarak bilinen St. Nikolas ile aynı kişi olduğu konusunda mevcut bazı bilgilerin doğruluğu veya reddi henüz kesinlik kazanmamıştır. Nikolas adında önemli bir şahsiyetin bu adada yaşadığı bilinse de kimliği hakkında kesin bir bilgiye hala ulaşılamamıştır.
1990 yılından bu yana Japon bir ekip tarafından yapılan yüzey araştırmalarında ada ve çevresinde 11 kilise tespit edilmiştir. Bunlardan 4’ü Gemile, 1’i Karacaören Adasında, diğerleri ise Ölüdeniz ve Karacaören Koyu civarındadır. Gemiler Adası çevresi, Hıristiyanlık alemi için önemli bir merkez olarak görülmekle birlikte Adada dini yapıların yanı sıra evler de bulunmaktadır. Adanın kayalık olması nedeniyle kilise ve evlerin temelleri kaya içine oyularak yerleştirilmiştir. Pek çok ziyaretçi tarafından ziyaret edilen Gemile Adasında 1995 yılından itibaren Fethiye Müze Müdürlüğü ve Japon Osaka Üniversitesi ile birlikte 2003 yılına kadar arkeolojik kazılar yapılmıştır.
LETOON ÖREN YERİ
Adres: Fethiye - Kaş karayolunun 65. kilometresinde Kumluova Köyü yakınında bulunmaktadır.
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz:08.30-19.30
Kış:08.30-17.00
Fethiye-Kaş Eski Karayolunun 65. km’sinde güneye sapılan yoldan 3 km. gidildiğinde Letoon Antik Kentine ulaşılır. Şair Ovidius’un anlattığı bir efsaneye göre Zeus’tan hamile kalan Tanrıça Leto, ikiz çocukları Artemis ve Apollon’u Delos’ta doğurduktan sonra Xanthos nehrinin denize ulaştığı yere gelip nehir boyunca Leto Tapınağı’nın bugünkü bulunduğu yerdeki kaynağa varıncaya dek yürür. Kaynakta çocuklarını yıkamak isteyen fakat yerli halk tarafından engellenen tanrıça, yöre halkını, izin vermemeleri sonucu kurbağaya çevirir. Letoon ören yerinin kuruluşu da bu mitolojiye dayanmaktadır. Letoon ören yerinde 30 yıldır yapılan kazılarda ele geçen buluntulara göre ilk yerleşim M.Ö.7.yy’a kadar gider. Buradaki kalıntılar ve ele geçen kitabeler Letoon’un Likya birliği döneminde politik ve dini bir merkez olduğunu göstermektedir. Antik kent merkezinde yan yana dizilmiş 3 tapınak bulunaktadır. Bunlardan en batıdaki ion düzeninde olup Ana Tanrıça Leto’ ya aittir. Daha küçük olan ve ortada bulunan tapınak Artemis’e; en doğudaki tapınak ise Tanrı Apollon’a ithaf edilmiştir. Apollon Tapınağının ortasında bulunan ve Apollon Mozaiği olarak tanınan mozaik pano, kazı alanında doğal tahribata açık olması nedeniyle kazı ekibince Fethiye Müzesine taşınmış ve müzede teşhir edilmeye başlanmıştır. Apollon Tapınağı yakınındaki Helenistik Döneme ait çöplük alanı içinde bulunan ve Likçe, Aramice ve Grekçe olmak üzere üç ayrı dil ile ele alınmış olan “Üç Dilli Kitabe” Likya dilinin çözülmesinde önemli bir rol oynamıştır. Tapınakların güney batısında Nymphe kültüne adanmış bir çeşme binası ile bu çeşmenin doğu kenarında yer alan Erken Hıristiyanlık Dönemine ait bir kilise bulunmaktadır. Ören yeri içerisinde ayrıca bir stoa ve Helenistik Dönem tiyatrosu görülmeye değer diğer kalıntılar arasında yer alır.
PINARA ÖRENYERİ
Adres: Fethiye’ye 40 km mesafede, Fethiye-Kaş karayolunun 5 km batısındadır. Yakındaki Minare Köyü'nden 2 km’lik stabilize bir yol ile ulaşılmaktadır.
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Antik yazar Stephanus, Byzantion Menekrotes’ten alıntı yaparak “Xanthos’un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir gurup Kragos Dağının yüksek olan tepesinde bir kent kurup adına da yuvarlak anlamına gelen Pınara ismini verdiler.” diyerek kentin kuruluşunu anlatmaktadır. Kentin erken döneme ait kalıntılarının bulunduğu yukarı akropolün gerçekten yuvarlak bir şekilde olması bu mitolojiye gerçeklik payı kazandırmaktadır. Kentin ismi Likçe kitabelerde Pinale olarak okunmaktadır. Günümüzde ise antik kentin yakınında bulunan köyün ismi Pınara’yı çağrıştırır bir değişimle Minare olarak yaşamaktadır. Strabon Artemidoros’tan alıntı yaparak, Likya Birliği Meclisinde üç oy hakkına sahip altı kentten birinin Pınara olduğunu bildirmektedir. Antik kente yaklaşıldığında yukarı akropolün sarp olan doğu yamacında bir dantele gibi oyulmuş yüzlerce kaya mezarı dikkat çeker. Yukarı akropol kısa sürede yetersiz kalınca ulaşımın daha kolay sağlandığı aşağı akropol, yerleşime açılmıştır. Aşağı akropolün yamaçları geçit vermeyecek şekilde dik olmasına karşın teras oluşturulmuş aynı zamanda tahkimat açısından sur duvarı ile desteklenmiştir. Surun güneyindeki kapıdan geçerek kenti dolaştığımızda arkasını yamaca dayamış Odeon ve önündeki düz alanda agora, kentin odağını oluşturmaktadır. Aşağı akropolün alt kesimindeki su kaynağı çevresinde kentin antik çağda geçirdiği depremler ile büyük oranda tahrip olmuş pilyeli mezarlar ve kayalara oyulmuş pek çok mezar yapısı dikkati çeker. Buradaki kaya mezarlarının büyük çoğunluğu ev tipli olup içlerinden biri alınlığındaki ve ante duvarı içindeki kabartmalarıyla önemli bir yere sahiptir. Bu kabartmalarda surlarla çevrili bir kent izlenmekte olup mezara ait kabartmadaki kentin (Pınara) prensine ait olma olasılığı yüksektir. Aşağı akropolün doğu yamacında sur duvarlarının dışında plan ve konum açısından Likya bölgesinin pek çok kentlerinde benzerlerine rastladığımız Roma dönemine ait bir hamam kalıntısı bulunmaktadır. Kentte sur dışında bulunan ikinci yapı akropol ve hamamın karşısında yer alan arkasını doğal yamaca dayamış tiyatrodur ki plan ve konum itibariyle Helenistik Dönem özelliklerini yansıtmaktadır.
TLOS ÖRENYERİ
Adres: Likya'nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Tlos Antik Kenti, Fethiye İlçesi’nin yaklaşık 42 km doğusundaki Yaka Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır.
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Antik Kent Fethiye’nin 40 km doğusunda bulunan Yaka Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kemer Beldesi’nden asfalt köy yolundan Saklıkent istikametine giderken Güneşli Köyünden doğuya sapan asfalt yoldan ulaşılmaktadır. Antik yazar Panyasis; Kragos hariç tamamı Xanthos vadisinde birer kent olan Tlos, Pınara, Xanthos ve Kragos’u bir nymphe (su perisi) olan Praxidike ile Tremile’nin çocukları olarak tanıtmaktadır. Tlos’un M.Ö. 14.yy' da Hitit metinlerinde Lukka topraklarındaki Dlawa, daha sonraki dönemde Likçe yazıtlarda geçen Tlawa ile Grekçe metinlerdeki Tlos kenti ile aynı şehir olduğu ve kuruluşunun M.Ö.ll. binlere kadar gittiği kabul edilmektedir. Kente yaklaşıldığında akropolün hakim görüntüsü ziyaretçileri büyüsü altına alır. Dik yamaçlarla doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi yer yer sur duvarları ile takviye edilerek tahkim edilmiştir. Akropolün kuzey-doğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ile kaya mezarları Likya kültürünün örneklerindendir. Daha çok doğu ve güney-doğu kesiminde izlenen sur duvarları ise Roma döneminde inşa edilmiş olup Bizans Döneminde birçok yapı ve hatta bazı lahit mezarların malzemesi kullanılarak onarılmıştır. En üstte devşirme taşlarla yapılmış olan geç dönem yapıları 19. yy. da Osmanlı İmparatorluğunca görevlendirilmiş bir beyin yerleşimine ait duvarlardır. Yukarıda bahsi geçen kalıntılar, akropol tepesinin geçirdiği kültür evrelerinin aynı anda dar bir mekanda sergilenmesi açısından ilgi çekicidir. Akropolün doğu yamacında özenle işlenmiş Roma Dönemi sur duvarlarına istinat oluşturan alanda, sur duvarlarına paralel devam eden 12 oturma sırasına kadar krepislerin (basamak) sayılabildiği bir stadyum bulunmaktadır. Stadyum karşısında izlenen yapı gurupları Roma Dönemine ait olup bu gün fonksiyonları net olarak ifade edilememekle birlikte agora ve bölümlerine ait olduğu düşünülmektedir. Bu alanın güney kesiminde yer alan kalıntılar gymnasion, palestra ve hamam yapılarına aittir. Sitin en doğusunda daha çok tonozlu galeriler üzerine kurulu Roma Dönemine ait bir tiyatro bulunmaktadır. Tek diazomalı tiyatronun sahne binası kuzey kesimin üçüncü kata kadar olan kısmı ayakta kalabilmiştir. Kuzey paradokstaki Likçe yazıt blokları devşirme malzeme olarak genişletme veya onarım gördüğü tarihte kullanılmış olmalıdır. Stadyumun güneyinde Xanthos vadisine hakim bir noktada Roma Döneminde yapılmış üç katlı bir hamam yapısı bulunmaktadır. Hamamın frigidarium girişinde, Stadyum ve Akropolün doğu yamacında bulunan mezarlarda 2005 yılından itibaren Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Anabilim dalı öğretim üyesi Havva İşkan IŞIK başkanlığında arkeolojik kazılara başlanmıştır.
KAUNOS ÖRENYERİ
Adres: Köyceğiz ilçesi Çandır köyü sınırları içerisinde bulunan antik kente Ortaca ilçesi, Dalyan Kasabasından karayolu ile ulaşıldığı gibi ayrıca deniz yoluyla da ulaşmak mümkündür
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz: 08.30-19.30
Kış: 08.30-17.00
Antik kent Şair Ovidius’un anlattığı bir mitolojiye göre; Miletos’un ikiz çocukları olan Kaunos ve Biblis ile birlikte büyürken Biblis ikizini öyle sever ve beğenirmiş ki her an onunla birlikte olmak istermiş. Bu sevginin doğa dışı olduğunu bilen Biblis, aşkını bir mektupla Kaunos’a bildirince Milet’ten sürülmüş, Karya ile Likya sınırına gelerek Kaunos kentini kurmuştur. Strabon “Kent kapatılabilen bir limana ve tersanelere sahiptir”.diyerek Kaunos’un antik çağdaki konumunu bize açıklamaktadır. Ancak Anadolu kıyılarında bulunan pek çok liman kenti gibi bugün Kaunos da kıyıdan hayli içeride kalmıştır. Antik kente varıldığında ilk dikkat çeken kalıntılar, kayalara oyulmuş kral mezarlarıdır. Büyük ve görkemli olanlar cepheden in-antis planlı ion tapınaklarını hatırlatır. Büyük İskender’in Anadolu’ya gelmesiyle yarım kalmış olan en doğudaki kaya mezarı bu tür eserlerin yapım aşamasını göstermesi açısından hayli ilginçtir. Kentte dikkati çeken diğer bir alan, yukarı akropoldür. Güney yamacı tamamen sarp olan akropolün zirvesinde kulelerle desteklenmiş orta çağdan kalma bir sur duvarı bulunmaktadır.