SİLİFKE MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ
İletişim Bilgileri:
Adres: Atik Mahallesi Malazgirt Bulvarı, No: 29/A 33940 Silifke/MERSİN
Tel: 0 324 714 10 19
Faks: 0 324 714 28 52
E-posta: silifkemuzesi@kultur.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe:
Mersin - Silifke
Bağlı Birimleri:
Silifke Müzesi
Silifke Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi
Narlıkuyu Mozaik Müzesi
Cennet Cehennem Obrukları
Ayatekla Örenyeri
Astım Mağarası
Uzuncaburç Örenyeri
Alahan Manastırı
SİLİFKE MÜZESİ
Adres: Atik Mahallesi Malazgirt Bulvarı, No: 29/A 33940 Silifke/MERSİN
Tel: 0 324 714 10 19
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 08:15-16:45
Silifke-Anamur-Antalya karayolu üzerindedir. Silifke Müzesi, 1958 yılında Cumhuriyet İlkokulunun bir bölümünde depo niteliğinde oluşturulmuştur. Zamanla gelişen müze bağımsız bir binaya taşınmış ve 2 Ağustos 1973 tarihinde hizmete açılmıştır.
Arkeolojik ve etnografik eserlerin yer aldığı müze 4 kapalı salon ve 1 açık bahçe teşhirinden oluşmaktadır. Müzede kesintisiz bir kronolojiyle Erken Tunç Çağından, Osmanlı Dönemine kadar tarihlendirilen eserler sergilenmektedir.
Arkeolojik eserlerin bulunduğu salonda; Kilisetepe Höyüğü kazısından ele geçen Hitit Hiyeroglif damga mühürleri, Miken kapları, Kıbrıs örnekleri ile karşılaştırılabilir çanak-çömlek grupları, Kelenderis kazısından ele geçirilen MÖ 5. yüzyıla ait siyah ve kırmızı figürlü kaplar, Helenistik, Roma Dönemi kapları, terra sicilata kapları, amphora, lagynos, hdyria, kyliksler, mermer kaplar, bronz, pişmiş toprak ve mermer heykelcikler, Doğu Roma Dönemi rölikerler, ağırlık, kandil, şamdan, ekmek kalıbı gibi buluntular teşhir edilmektedir
Silifke ilçe merkezinde gerçekleştirilen kazılar sonucu günışığına çıkarılan MS II. yüzyıla tarihlendirilen zırhlı imparator heykeli dikkat çekici bir buluntudur. 1.93 m yüksekliğindeki heykelin başı olmayıp zırhı büyük bir özenle işlenmiştir. Alt kenarı dilimli olan zırhın üzerinde aslan, koç başı, bitkisel kabartmalar vardır. Göğüs kısmında Medusa başı, onun altında antithetik iki grifon; göbek kısmında ise kanatları açık bir kartal tasvir edilmiştir. Belde önde tarafta fiyonklu bir kemer bulunmakta ve paludamentum sol omuz üzerinde toplanarak bir broşla düğümlenmiştir.
Sikke ve takıların yer aldığı salonda, altın ve gümüş süs eşyalarının yanısıra gümüş bir Pers takısı, gümüşten İskender sikkeleri, Makedonya, Trakya, Bergama, Mısır krallarına ait gümüş sikkeler, bronz Roma sikkeleri, Osmanlı bakır, altın sikkeleri ile altından Doğu Roma sikkeleri yer almaktadır. Helenistik Dönem Meydancıkkale definesi, Roma Dönemi Ayvagediği definesi, Doğu Roma Dönemi Justinianus I’e ait Susanoğlu definesi ilgi çekici buluntulardır.
Etnografik eserlerin ziyaretçilerin gösterimine sunulduğu bölümde ise bir kısmı bugünde yöre halkının kullanımında olan folklorik nitelikteki eşyalar yer almaktadır. Kadın giysileri (bindallı, yelek, cepken, üçetek vb.) ve onu tamamlayıcı öğeler (yün çoraplar, gümüş kemer, kemer tokaları, alınlık, bilezik, yüzük gibi takılar ile para keseleri, kolanlar vb.), kilim, heybe, tüfek, tabanca, barutluk, fişeklik ve silahlar sergilenen eşyalar arasındadır.
Arkaik, Roma ve Doğu Roma Dönemlerine ait taş eserler arasında Karyatidler, oturan heykeller, amphoralar ve röliker gibi devrini en iyi yansıtan buluntular söz konusudur.
Müze bahçesinde sayısı 300’ü bulan eser teşhire sunulmuştur. Bu eserler gruplandırılacak olursa antik dönem ve geç antik dönemin sütun başlıkları, friz parçaları gibi mimari öğeler ile oturan heykeller, lahitler, steller, pithoslardan oluşmaktadır. Mezar taşları, çeşme yazıtı gibi Osmanlı Dönemi eserleri de çeşitliliği tamamlarlar.
SİLİFKE ATATÜRK EVİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Adres: Saray Mahallesi, 3. Sokak, No:6 Silifke/MERSİN
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 08:15-16:45
1914 yılında ahşap ve taş malzeme kullanılarak inşa edilen yapı, bahçe içerisinde iki katlı bir evdir. Özel mülkiyette ait olan bina Kültür Bakanlığı tarafından 1982 yılında kamulaştırılarak restore edildikten sonra 2 Ocak 1987’de Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır.
Mustafa Kemal ATATÜRK, gerek kooperatif ve çiftlik kurma çalışmaları gerekse yurtiçi gezileri nedeni ile Silifke’yi 4 kez ziyaret etmiştir. Atatürk’ün Silifke’yi ilk ziyareti ile ilgili olarak Taşköprü yakınına mermer bir anıt ve heykeli dikilmiştir. Daha sonra yeterli görülmeyerek ilçede Ata’nın adına bir kitaplık ile müze yaptırılması girişimlerinde bulunulmuş ve Atatürk’ün 27 Ocak 1925 yılında ilçeyi ilk ziyareti sırasında konakladığı yapı “Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi” olarak hizmete açılmıştır.
Müzede Atatürk’ün kaldığı odanın eşyaları, kooperatif kurma faaliyetleriyle ilgili belgeler, ziyaret fotoğrafları, gazete haberleri gibi dokümanlar ile Silifke Müze Müdürlüğü envanterine kayıtlı dönemi yansıtan etnografik nitelikli eşyalar sergilenmektedir.
NARLIKUYU MOZAİK MÜZESİ
Adres: Narlıkuyu Mahallesi, Çerkez Caddesi, No:2 Silifke/MERSİN
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 08:15-16:45
1975-1976 yıllarında Roma Dönemi hamam yapısına ait mozaik taban bir bina içine alınarak müze oluşturulmuştur. Ortaçağ’da ismi Porto Calamie diye bilinen bu yerleşim yeri görkemli bir hamama sahipti. MS 4. yüzyıla tarihlendirilen hamam yapısından bugün sadece su yalağı ile yıkanma bölümündeki taban mozaiği günümüze kadar gelebilmiştir.
Mozaik, müze binasının içinde korunmaktadır. Doğu Roma İmparatorluk yönetiminde yüksek bir görev sahibi olduğu anlaşılan Poimenios, cennet obruğunun derinliklerinden geçerek Narlıkuyu’da bulunan doğa harikası küçük körfezde denize karışan tatlı su kaynağından yararlanarak bir yunak yaptırmış, tabanını da mozaikle bezetmiştir. Siyah, beyaz ve sarı renkli taşlarla oluşturulmuş mozaikte geometrik, yöresel kuş ve çiçek motifleri ile antik dönemin baş tanrısı Zeus ve uyum tanrıçası Eurynome’nin kızları Aglaia, Thalia ve Euphrosine resmedilmiştir. Üç kızkardeş Kharites olarak anılır. Bu isim antik Yunanca’da parlaklık, ışıltı ve güzellik anlamına gelen kharis sözcüğünden türetilmiştir. Anılan tanrıçalar sanatın her dalının koruyucusu ve insanlarla tanrıların esin kaynağıdırlar.
Mozaikte betimlenen tanrıçaların üzerinde bir yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtta: “Ey, dost, bu güzel hamamın suyunun saklı olan kaynağını kimin bulduğunu sorarsan, bil ki o kişi, kutsal adaları dürüst yöneten ve imparatorların da dostu olan Poimenios’tur” ifadeleri bulunmakta ve hamamı yaptıran kişinin adını vermektedir.
CENNET CEHENNEM OBRUKLARI
Adres: Narlıkuyu Mahallesi, Atatürk Caddesi Silifke/MERSİN
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz-Kış):
Yaz Saatleri: 09:15-18:45
Kış Saatleri: 08:15-16:45
Silifke İlçe merkezine 25 km mesafede, Narlıkuyu limanının 2 km doğusunda, Korykos’un ise 5 km kuzeybatısında Cennet ve Cehennem olarak adlandırılan obruklar bulunur. Her biri kayalık, geniş ve derin çukurlardan oluşan iki doğa harikası çöküntü Antik Dönem’de kutsal kabul edilip kullanılmıştır. Bu çöküntüler, yer altı sularının bin yıllar boyunca kireç tabakasını eritip boşaltması sonucu altı oyulan tavanın çökmesiyle meydana gelmiş ve her iki boşluk zamanla birleşerek bugünkü yer altı mağara-boğaz oluşmuştur.
Cennet Obruğu, Antik Dönem’de Korykos Mağarası olarak adlandırılan, her biri kayalık, geniş ve derin çukurlardan oluşan iki doğa harikasından biridir. Elips biçimindeki ağız kısmının çapı 250 x 110 m olup derinliği 70 m’dir. Çökük tabanının güney ucunda 200 m uzunluğunda ve en derin noktası 135 m olan büyük mağara girişi ile bu mağaranın ağzında küçük bir kilise bulunmaktadır. Kayalara gelişigüzel oyulmuş yaklaşık 450 basamaklı bir yoldan önce kuzeye, daha sonra güney yönünde ilerlendiğinde 300. basamakta mağaranın ağız kısmındaki kiliseye ulaşılır.
Cennet Obruğunun 75 m kuzeydoğusunda yer alan Cehennem Obruğunun ağız çapı 50 x 75 m, derinliği 128 m’dir. Kenarları içbükey olduğu için aşağıya inmek çok zordur.
Obruk Antik Dönem mitolojisinde de yer almıştır. Mitolojiye göre, tanrılar ile Titanlar arasında çıkan savaşta yenilen devler Zeus’un buyruğuyla yerin derinliklerinde tutsak edilirler. Toprak ana Gaia, torunları olan Titanlar’ın intikamını Zeus’tan almak için bir ejder doğurur. Gövdesi kabuklarla örtülü, her bir gözü ateş püskürten, geçtiği yeri yakıp yıkan bir yaratık olan Typhon, Zeus ile bir savaşa tutuşur ve büyük bir mücadele sonunda yenilir. Zeus yaratığı Sicilya adasında Etna Yanardağına kapatmadan önce geçici olarak Cehennem kuyusunda tutsak eder.
MERYEM ANA KİLİSESİ
Cennet Çöküğünün içerisinde, mağaranın tam ağzında yaklaşık olarak MS 5. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bir kilise bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki dört satırlık yazıttan, kilisenin Paulus adında dindar bir şahıs tarafından Meryem Ana adına yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Üzerindeki kaya uzantısından dolayı yeterince korunan kilisenin çatıya gereksinimi olmamıştır. Bununla birlikte, kilisenin doğusundaki apsis ile buna bitişik iki yan oda birer kubbe ile örtülmüştür. Apsisin kubbesi ve iç duvarları fresk ile süslenmiştir. Bugün konusunun ne olduğu açıkça anlaşılamayacak derecede yıpranmış olan bu fresk İsa peygamberi ve yanında havarilerini göstermektedir. Yapının kuzey ve güney duvarlarında birer sıra kemerli küçük pencere vardır.
ZEUS TAPINAĞI
Cennet çöküğünün güney ucunda yer alır. İlk evresi Hellenistik Dönem’de yapılmış Dor düzeninde, sütunlarla çevrili olmayan bir tapınak niteliğindedir. Tapınağın kuzey duvarındaki devşirme taşlara, Hellenistik ve Roma Dönemleri’nde görev yapmış 130 din adamının adları kazınmıştır. Hristiyanlık Dönemi’nde kiliseye çevrilen tapınağın güney duvarı tümüyle kaldırılmıştır. Kaldırılan bu duvarın taşlarıyla kilisenin batısındaki giriş yerinin üç kapılı duvarı yapılmışsa da günümüzde burası yıkık durumdadır.
AYATEKLA ÖRENYERİ
Adres: Yeni Mahalle, Ayatekla Sok, No:81 Silifke /Mersin
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz Dönemi: 09:15-18:45
Kış Dönemi: 08:15-16:45
Ayatekla, Mersin’in Silifke İlçesi, Yenimahalle, Becili Mevkiinde, Konya yoluna 1. km mesafede yer almaktadır. Ören yerindeki, İmparator Zenon tarafından Aya Thekla’ya itafen yaptırılan Azize Teklia Kilisesi, Kuzey Kilise, hamam, birçok sarnıç, mezarlıklar ve şehir suru günümüze kadar gelen kalıntılardır.
Roma İmparatoru Zenon zamanında (MS 4-5.yüzyıl) en parlak devrini yaşayan, Meryemlik olarak da adlandırılan ören yeri Hristiyanlığın en eski ve önemli merkezlerinden biridir. Milyonlarca Hristiyanın ziyaret ettiği bu haç noktasında Hristiyanlığın ilk ve tek kadın şehidi olarak bilinen Aya Tekla’nın (Azize Theklia) saklandığı daha sonra kiliseye çevrilen mağara bulunmaktadır.
İsa Peygamber’in havarilerinden St.Paul’ün (Aziz Pavlus) vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki Tekla kendini Hristiyanlık dinine adamıştır. Aziz Pavlus, inancını yaymak için Isparta’nın Yalvaç ilçesine doğru yola çıktığında Aya Tekla’ya da Silifke ve yöresini Hristiyanlaştırması görevini verir. Öldürüleceğini öğrenen Azize MS 1. yüzyılda Silifke’ye gelerek bugün Meryemlik denilen yerdeki mağara kilisede yaşamaya başlamıştır.
Yöredeki insanlara inancını yayarken mucizeler yaratarak hastaları iyileştirdiğine ve öldürüleceği bir sırada bu mağaradan kaybolduğuna inanılan azizenin yok oluşundan sonra mağara İsevilerce kutsal sayılmıştır. Hristiyanlık MS 312 yılında serbest bırakılıncaya kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılan mağara IV. yüzyılda kiliseye dönüştürülmüştür.
Tek tanrı inancını yaymaya kendini adayan ve insanlara yardım eli uzatarak şifa veren Aya Tekla her yıl Katolik Kilisesi tarafından 23 Eylül, Ortodoks Kilisesi tarafından ise 24 Eylül günlerinde anılmaktadır.
ASTIM MAĞARASI
Adres: Narlıkuyu Mahallesi, Atatürk Caddesi, Astım Dilek Sok, Silifke /Mersin
Mersin İli, Silifke İlçesi, Narlıkuyu Koyu, Hasanaliler Mahallesi’nde, Cennet Obruğu’nun 600 m kuzeybatısında yer almaktadır. Binlerce yıl süresince silis minerallerinin birikmesiyle birbirinden ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerin meydana geldiği mağaranın oluşumu 3. jeolojik döneme uzanmaktadır. Helezonik demir bir merdivenle içerisine inilen ve tüm galerilerinin birbiriyle bağlantılı olduğu mağara 200 m uzunluğundadır. Havasının astımlılara iyi geldiğine inanılmakta olup çevresindeki ağaçlara bez bağlanılıp dilekte bulunulduğundan adı “Astım Dilek Mağarası” olarak anılmaktadır. Nem oranı yazın % 85, kışın ise% 95'e kadar ulaşmaktadır.
UZUNCABURÇ ÖRENYERİ
Adres: Uzuncaburç Mahallesi Silifke /Mersin
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz Dönemi: 09:15-18:45
Kış Dönemi: 08:15-16:45
Silifke’nin 30 km kuzeyinde bulunan, bugünkü modern yerleşimle iç içe durumdaki antik kent iyi korunmuş kalıntılarıyla dikkat çeker. Diocaesarea, Hellenistik Dönem’de (MÖ 3 – 1. yy) bölgeye egemen olan Rahip Hanedanlığı’nın yerleşim yeri ve başkentidir. Luvi Fırtına Tanrısı Tarhu(nt)’un önemli bir kült merkezinin yer aldığı düşünülen bu alanda, Zeus kültü yerel tanrıyla özdeşleştirilmiş olmalıdır.
Hellenistik Dönemde, Zeus Olbios Kutsal Alanı ve Tapınağı dışında, Anadolu’daki en büyük oturma alanına sahip yaklaşık 20 x 40 m ölçülerindeki 5 katlı ikamet, savunma amaçlı kullanılan ve modern yerleşime ismini veren kule (Uzuncaburç) ile 15 m yüksekliğindeki Piramidal Mezar Anıtı da bu alanda yer almaktadır.
Antik kent, Zeus Olbios Tapınağı’nın etrafında gelişmiş ve Roma İmparatorluk Döneminde (MS 1. yy) anıtsal karakterine kavuşmuştur. “Tanrı İmparator Kenti” anlamına gelen Diocaesarea isimi Roma Dönemi boyunca kullanılmış ve İmparator Vespasianus döneminde şehir kendi ismiyle sikkelerini basmaya başlamıştır.
Bu dönemden sonra kente anıtsal yapılar eklenmiştir. Bunlar arasında birbirini dik kesen iki sütunlu cadde ve doğu batı yönlü caddenin başlangıcında bulunan 7 m yüksekliğinde, Korinth sütun başlıklı, beş sütunu ayakta duran anıtsal bir kapı (Propylon) vardır. Bir diğer anıtsal kapı ise kentin kuzeyinde yer alır ve ortasında bir büyük, yanlarında ise iki küçük kemerli girişiyle korunmuş durumdadır. Üzerindeki yazıtta, depremden zarar gören kapının Roma İmparatorları Arcadius (MS 395-408) ile Honorius’un (MS 395-423) birlikte yönetimleri sırasında onarım gördüğü yazılıdır.
Antik kentte, günümüze altı sütunu korunmuş olarak gelen ve üzerindeki yazıttan MS 1. yüzyılın ikinci yarısında kentin soylularından Oppius ile karısı Kyria tarafından yaptırılıp kente armağan edildiği anlaşılan şans tanrıçası Tyche'ye adanmış bir tapınak bulunmaktadır. Ayrıca ören yerinde MS 2. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş ve iyi korunmuş bir tiyatronun yanı sıra Nymphaium (anıtsal çeşme), Podyumlu Tapınak ve Gymnasium gibi yapılar ile kuzeydeki vadi içinde genişbir yayılım alanı olan nekropolis (mezarlık alanı) bulunmaktadır.
Diocaesarea’da 2017-2018 yılları arasında Silifke Müze Müdürlüğünce yürütülen kazı çalışmaları 2019 yılından itibaren Mersin Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ümit AYDINOĞLU başkanlığında devam etmektedir.
ALAHAN MANASTIRI
Adres: Geçimli Mahallesi, Alahan Mut /Mersin
Müze Ziyaret Saatleri:
Yaz Dönemi: 09:15-18:45
Kış Dönemi: 08:15-16:45
Ören yeri, Mersin ili, Mut İlçesinin 20 km kuzeyinde, Mersin-Karaman karayolu üzerinde Geçimli Köyü civarındadır. Evliya Çelebi'nin "Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor" diye anlattığı Alahan Manastırı, 1300 metre yükseklikte ve Göksu Vadisi’ne bakan dik bir yamaca oturtulmuştur.
Hz. İsa’nın havarilerinden St. Paul ile Barnabas’ın Hristiyanlığı yaymak için yaptıkları geziler sırasında konakladıkları yerlere bu azizlerin anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı da bunlardan biridir.
MS 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen ve geniş bir alana yayılan Alahan Manastır Kompleksi; Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş keşiş odacıkları ile çevredeki mezarlardan oluşmaktadır. Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşıyan kilise binalarında ve kompleksi oluşturan yapıların genelinde usta bir taş işlemeciliği görülmektedir.
Hristiyanlar için “Hac Merkezi” olduğu düşünülen ve MS 5 - 6. yüzyıllar arasında yoğun olarak kullanılan Alahan Manastırı yapılar topluluğu, Torosların yamaçlarındaki özgün topografik konumu, zengin bezemeli iki büyük kilisesi, vaftizhanesi, sütunlu yolu, kaya mezarları, su kaynakları, hamamı ve konaklama yerleri ile Erken Hristiyanlık sanatında ve Doğu Roma mimarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Ören yerindeki ilk kilise korint başlıklı iki dizi sütunla üç nefe ayrılmıştır. Narteksten ana mekana geçilen kapının atkı ve yan dikmeleri kabartmalarla süslüdür. St. Paul, St. Pierre figürlerinden başka bir çelengi taşıyan altışar kanatlı Cebrail ve Mikail'in simgesel yaratıkları ezişi, kükreyen aslan, kartal ile öküz sembolleri, İncil yazılarının tasvirleri, üzüm salkımları, asma yaprakları, balık motifleri zengin bir şekilde tasvir edilmiştir.
Kiliselerin doğusundaki geniş avlunun güneyinde dinsel törenlerin yapıldığı dehliz, 11 metre uzunluğunda kemerli ve sütunlu bir galeri şeklindedir. Ortasında kabartma süsleme ile her yanı işli büyük bir niş bulunan galerideki apsisli vaftizhane ve karşısında, Alahan Manastırının en görkemli yapısı olan mezarlar yer almaktadır. Mezarların üst örtüsü olmayıp kuzey duvarları kayaya yontulmuştur. Ana nefin ortası ise ilginçtir. Burası paye ve sütunlara oturan dört kemerle örtülü, kare planlı bir kule biçimindedir. Kapı çerçevesi süslü olan kule yukarıda sekizgene dönüştürülmüştür.
MS 5 ve 6. yüzyıllara tarihlendirilen kutsal alanda üç nefli ve nartheksli büyük bir bazilika bulunmaktadır. Bazilikanın apsisi kullanılarak yapılan kiliseye ait apsiste yine rahiplere ait oturma kademeleri (sythronos) görülebilmektedir. Doğu kısımda kesme taş bloklarla inşa edilen ve her yeri kabartmalarla süslü “Doğu Kilisesi” veya “Kubbeli Kilise” olarak adlandırılan yapı kompleksi en önemli unsurlarındandır.
Mimarisindeki bir takım farklı teknikteki uygulamalar, taş işçiliği, kabartma bezemeleri ile Anadolu’da yer alan ünik eserlerden bir tanesi olan Alahan Manastırı, 2000 yılından itibaren Unesco Dünya Mirası Geçici Listesine alınmış olup 2013 yılında restore edilmiştir.