KONYA MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ
İletişim bilgileri:
Adfres:Sahipata Mh. Cahipata Cd. NO:95 Meram / KONYA
Tel: 0 332 351 89 58
E-posta: konyamuzesi@ktb.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe:
Ahırlı, Akören, Altınekin, Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çumra, Derbent, Derebucak, Güneysınır, Hadim, Hüyük, Ilgın, Kadınhanı, Karatay, Kulu, Meram, Sarayönü, Selçuklu, Seydişehir, Taşkent, Yalıhüyük.
Bağlı Birimleri:
Mevlana Müzesi
Arkeoloji Müzesi
Etnografya Müzesi
Atatürk Evi Müzesi
İnceminare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi
Karatay Çini Eserler Müzesi
Çatalhöyük Örenyeri
ARKEOLOJİ MÜZESİ
Adres: Sahibata Mh. Sahbata Cd. No:91 Meram / KONYA
Tel: 0 332 351 32 07
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 09:00 - 17:00
Konya Arkeoloji Müzesi, ilk defa 1901 yılında Karma Ortaokulunun güneybatı köşesindeki yapıda faaliyete başlamıştır. 1927 yılında sergilenmek üzere Mevlana Müzesi’ne taşınan eserler, 1953 yılında buradan İplikçi Camii’ne daha sonra ise 1962 yılında bugünkü Arkeoloji Müzesi binasına nakledilmiştir.
Müzede Neolitik Çağdan başlamak üzere, Eski Tunç, Orta Tunç, Demir, Klasik, Hellenistik, Roma ve Doğu Roma Dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.
Prehistorik eserlerin yer aldığı sergi salonunda, Çatalhöyük ile Erbaba höyüklerindeki sistemli kazılar sonucunda ele geçen Neolitik Çağ’a (MÖ 6500 – 5300) ait pişmiş toprak kaplar, obsidyen ve çakmaktaşından yapılmış oklar, mızrak uçları, hançerler, aynalar, kesici aletler, taştan yapılmış baltalar, taş ve kemikten yapılmış kadın süs eşyaları; Sızma ve Karahöyük kazılarında bulunan Eski Tunç Çağı’na (MÖ 3000 -1950) ait çeşitli formlarda üzeri parlak perdahlı pişmiş toprak kaplar, ocak altlıkları, çizme şekilli kaplar, ağırşaklar ve çıngırdaklar; Karahöyük kazılarında ele geçen Orta Tunç Çağı’na (MÖ 1950-1750) ait pişmiş topraktan yapılmış havyan biçimli (rhiton) kaplar, meyvelikler, üzüm salkımı şeklinde kandiller, bronzdan baltalar, hançerler, oraklar, keskiler, taştan silindir mühürler ve bronzdan yapılmış damga mühürler teşhir edilmektedir.
Müzenin Demir Çağı (MÖ 8-6 yy) sergi salonunda, Konya Alaaddin Tepesi kazısında ele geçen Frig Dönemi kap parçaları ile Karapınar ilçesinin 20 km kuzeyinde bulunan Kıcıkışla Höyükten Frig Dönemi’ne ait pişmiş topraktan yapılmış üzerleri geometrik desenlerle bezeli kaplar; Klasik Çağ (MÖ 480-330) eserlerinden siyah parlak boyalı ithal malı kylix, lekitos, aryballos, alabastron, üzerleri figürlü oinokhoeler; Helenistik Dönem’e (MÖ 330-30) tarihlendirilen çeşitli formlarda yapılmış pişmiş topraktan testiler tabaklar ve çanaklar yer almaktadır.
Konya Arkeoloji Müzesi’nin en göz alıcı teşhir salonu Roma Çağı’na (MÖ 30-MS 395) tarihlendirilen eserlerin yer aldığı bölümdür. Bu salonda 6 adet, kaliteli mermerlerden yapılmış lahitler bulunmakta olup en önemlisi Beyşehir ilçesi, Yunuslar Köyü’nde ele geçen Herakles Lahtidir. MS 250-260 yıllarına tarihlendirilen lahitin üzerinde Yunan mitolojisinde yarı tanrı olarak bilinen Herakles’in 12 zor işi anlatılmaktadır. Diğer lahitler sütunlu, girlandlı ve pamhliya tipidir.
Roma teşhir salonunda ayrıca bronzdan yapılmış tanrı, tanrıça figürleri, boğa figürini, Poseidon heykeli, Aphrodite heykelciği, sağlık tanrısı, Asklepios erkek ve kadın büstleri, pişmiş toprak lahitler, kandiller, koku şişeleri, camdan yapılmış parfüm şişeleri, bilezikler, altın yüzük ve küpeler ile fildişinden tarak sergilenmektedir.
Tatköy Manastır Kazısı ile Alibeyhöyük Kilise kazılarında bulunan MS VI. yüzyıla tarihlenen Doğu Roma Dönemi’ne ait taban mozaikleri, kazı yerinden kaldırılarak müzeye taşınmış, restorasyonunun tamamlanmasının akabinde Roma seksiyonunda gösterime sunulmuştur.
Müze binasının ön kısmında yer alan bahçede ise genellikle mermer ve taştan eserler sergilenmektedir. Roma ve Doğu Roma Dönemlerine ait mimari parçalar, sütunlar, sütun başlıkları, lahitler, mezar stelleri, mezar aslanları, larnakslar, sunak taşları bulunmaktadır.
ETNOGRAFYA MÜZESİ
Adres: Sahibata Mh. Sahibata Cd. No:95 Meram / KONYA
Telefon: 0 332 351 89 58
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 09:00 - 17:00
Etnografya Müzesi 1975 yılında hizmete açılmıştır. Zemin katta girişte Dr. Mehmet ÖNDER konferans salonu, müze teşhir salonu ve alt katında halıların sergilendiği bölüm bulunmaktadır. Birinci katta ise idari hizmet büroları ve eser depoları konumlandırılmıştır.
Müze teşhir salonunda Refet YARDIMCI ve Kenan ÖZBEL’in etnografik koleksiyonunu içeren kadın kıyafetleri, değişik işlemeli örtüler, peşkirler, iğne oyası, kese, Türk kumaş örnekleri ile Konya ve çevresine ait geleneksel Türk El Sanatları ürünleri sergilenmektedir.
Kadın giysilerinden kadife, saten, atlas gibi kumaşların üzerine sim sırma, kordon tutturma ve değişik kasnak işleme tekniklerinde bindallı, elbise, şalvar-işlik-cepken, yelek ve kaftanlar; kadın süs eşyalarından gümüş ve bafun malzemeden kemer tokaları, askı, bilezik, küpe ve tepelikler; saat, mühür keseleri, yün çorap ve eldivenler, Türk işi, sim sırma, hesap işi, çin iğnesi, tel kırma, sarma gibi tekniklerle yapılmış bohça, peşkir, uçkur, yastık ve yatak takımları ziyaretçilerin gösterimine sunulmuştur.
Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’ne ait değişik boyutlarda madeni anahtar ve kilit örnekleri, mutfak kaplarından bakır ve pirinç malzemelerden döğme tekniğinde yapılmış kazanlar, tencereler, tas, sini, lenger, ibrik, şifa tasları, cam ve porselen kaplar; gümüş ve pirinçten şamdanlar, buhurdanlar; ahşap ve madeni malzemelerden değirmenler, kahve tavaları, dibekler, kahve kutuları, fincan ve fincan zarflarından oluşan kahve takımları; koka, kehribar, akik, oltu taşı, sedef, fildişi gibi malzemelerden yapılmış zengin tesbih koleksiyonu; tütün içiminde kullanılan ağızlıklar, lüleler, tabakalar ve tütün keseleri teşhir edilmektedir.
Osmanlı Dönemi hat sanatı örnekleri, Kur’ân-ı Kerîm ve diğer el yazmaları, hat sanatında kullanılan malzemelerden; mühreler, divitler, kağıt makasları, kalemtraş ve maktalar, yazı çekmeceleri, sedef kakmalı rahleler, konsol ve aynalar bulunmaktadır.
Osmanlı ateşli silahlarından çakmaklı, kapsüllü tabanca ve tüfekler, barutluklar, ateşsiz silahlardan kılıç, kama, hançer, yay, ok, sadak örnekleri de müzede sergilenen eserler arasındadır.
Alt katta bulunan halıların sergilendiği salonda, özellikle Selçuklu Dönemi’ne ait nadir halı parçaları ile birlikte Osmanlı ve Cumhuriyet Devrine ait Konya bölgesi başta olmak üzere Anadolu’nun farklı merkezlerinde dokunmuş örneklere yer verilmiştir.
Koleksiyonda Konya bölgesinden Karapınar, Sille, Ladik, Giçimuhsine, Kavak, Karaman, Derbent halıları ile Uşak, Kula, Gördes, Mucur gibi önemli halı merkezlerinin örnekleri vardır. Bu örnekler içerisinde Anadolu’nun en eski ahşap direkli camilerinden Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde bulunan karakteristik Selçuklu halıları, Konya Alaaddin Camii, Selimiye Camii ile Konya Mevlana Dergahı’nda bulunan halılar en önemlileridir.
ATATÜRK EVİ MÜZESİ
Adres: Abdülaziz Mahallesi, Atatürk Cad. No:4 Meram / KONYA
Tel: 0 332 351 32 06
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış): 09:00 - 17:00
Atatürk Caddesi üzerinde 1912 yılında inşa edilen iki katlı tarihi bina 19 Temmuz 1928 günü Konyalıların Atatürk’e şükranlarının bir ifadesi olarak Atatürk adına tescil edilmiş ve tapusuna “Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Konyalıların hediyesidir.” kaydı konulmuştur. 1940 yılından 1963 yılına kadar Vali Konağı olarak kullanılan bina 17 Aralık 1964 günü “Atatürk Evi-Kültür Müzesi” adıyla ziyarete açılmıştır. Atatürk Müzesi Atatürk’ün doğumunun 100. yılında İl Kutlama Komitesi Başkanlığının talepleri üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünce restore edilmiş sergileme ve düzenlemesi yeniden yapılarak ziyarete açılmıştır.
Atatürk Müzesinin son büyük onarımı Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 2001 – 2003 yılları arasında yapılmıştır. Müzenin düzenlenmesinde yapının ev olarak kullanılma özelliği göz önünde tutulmuş, vitrinlerde Atatürk’ün zati eşyaları sergilenirken, panolarda Konya ve halkının Kurtuluş Savaşımızdaki yeri fotoğraf ve belgelerle anlatılmaya çalışılmıştır.
İNCE MİNARE TAŞ VE AHŞAP ESERLER MÜZESİ
Adres: İhsaniye Mahallesi, Alaaddin Bulvarı, No:15 Selçuklu / KONYA
Tel: 0 332 351 32 04
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
15 Nisan - 30 Eylül: 09:00 - 18:40
1 Ekim - 14 Nisan: 09:00 - 16:40
Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus Devrinde vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutturulmak üzere 1258 - 1279 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Yapının mimarı Abdullah Bin Keluk’tur. Selçuklu Döneminin kapalı avlulu medreseleri grubundan olan yapı, tek eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Doğusunda yer alan taç kapı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Taçkapı, Fetih ve Yasin Sureleri’nden ayetler ile bitkisel ve geometrik motiflerle süslüdür.
Çapraz tonozlu giriş bölümünden sonra avluya girilir. Ortasında havuzu bulunan, üzeri kubbeli, kare planlı avlunun güney ve kuzeyinde beşik tonozlu dikdörtgen planlı öğrenci hücreleri bulunmaktadır. Eyvanın iki yanında kare planlı, kubbeli birer adet müderris odası da yer almaktadır. Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmış olup kubbe kasnağında kufi yazıyla “El-Mülkü-Lillâh” ile avlunun oda kapıları, pencere alınlıklarında geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş “Ayet-el Kursi” yazılıdır. Yapının aydınlatılması, mazgal ve dikdörtgen pencereler vasıtasıyla kubbe de yer alan fenerden sağlanmıştır.
Kesme ve moloz taşlarla inşa edilen medresenin iç mekanlarında tuğla hem statik hem de dekoratif amaçlı kullanılmıştır. Yapıya adını veren tuğla örgülü ve sekiz köşeli minaresinde turkuaz ile mor renkli çiniler bulunmaktadır. Minarenin orijinali iki şerefeli iken, 1901 yılında minaresine yıldırım düşmesi sonucu, birinci şerefe yıkılmıştır.
XIX. yüzyılın sonuna kadar medrese olarak faaliyetini sürdüren yapının 1876 -1899 yıllarında onarıldığı bilinmektedir. 1936 yılından itibaren yapıda başlatılan çeşitli onarım çalışmalarından sonra medrese 1956 yılında “Taş ve Ahşap Eserler Müzesi” olarak hizmete açılmıştır. 2001 – 2002 yılları arasında gerçekleştirilen onarım çalışmaları kapsamında yıldırım isabetiyle minaresi ile birlikte yıkılmış mescidi, son cemaat mahfeli ile bir hücresi aslına uygun olarak restore edilmiştir.
Müzede, Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı Dönemlerine ait taş ve mermer üzerine oyma tekniğiyle yazılmış yapı ve tamir kitabeleri, Konya Kalesi’ne ait yüksek kabartma rölyefler, çeşitli ahşap malzemeye oyma tekniğiyle yapılmış geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş kapı ve pencere kanatları, ahşap tavan göbekleri ile mermer üzerine işlenmiş mezar şahidesi ve sandukaları teşhir edilmektedir.
Başkenti Konya olan Selçukluların sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel mermer kabartma örnekleri de müzede gösterime sunulmuştur.
KARATAY MEDRESESİ ÇİNİ ESERLER MÜZESİ
Adres: Şemsi Tebrizi Mah. Ankara Cd. No:1 Karatay / KONYA
Tel: 0 332 351 19 14
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
15 Nisan - 30 Eylül: 09:00-18:40
1 Ekim - 14 Nisan: 09:00-16:40
Karatay Medresesi, II. İzzettin Keykavus devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından, 649 Hicri (1251 M) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlı devrinde de kullanılan medrese XIX. yüzyılın sonlarında terk edilmiştir.
Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay Medresesi, 1955 yılında “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.
Medrese Selçuklular devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere “kapalı avlulu medrese” plan tipinde tek eyvanlı ve tek katlı olarak inşa edilmiştir. Giriş, doğudan gök ve beyaz renkli mermerden yapılmış Selçuklu Devri taş işçiliğinin eşsiz bir örneği olan kapı ile sağlanmıştır. Üzerinde inşası ile ilgili kitabesi yer alan kapının diğer yüzeylerinde seçme ayet ve hadisler bulunmaktadır.
Önce kubbeyle örtülü (şimdi üzeri açık) bir avluya buradan da bir kapı ile medreseye girilir. Medrese avlusunun üzeri, merkezinde aydınlık feneri bulunan ve mozaik çinilerle kaplı kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında duvarların üst kısımlarındaki bordürlerde ve hücre kapıları üzerindeki panolarda ayetler yazılıdır. Binanın batı yönündeki beşik tonozlu ana evyanın kemerinde Besmele ve Ayet-el Kürsi vardır. Kubbeye geçiş elemanı olan üçgenlerde ise Muhammed, İsa, Musa ve Davut peygamberler ile dört halifenin Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali’nin isimleri bulunmaktadır.
Eyvanın güneyindeki kubbeli hücre Celaleddin Karatay’ın türbesidir. Eyvanın kuzeyindeki kubbeli hücre ise daha önce yıkılmış olup 2006 yılında yapılan kurtarma kazısı ve restorasyon çalışmalarından sonra tamamlanmıştır.
Medrese duvarlarındaki mozaik çinilerde turkuaz (firuze), lacivert ve siyah renk kullanılmış olup çinilerin geçmişte büyük bir kısmı dökülmüştür.
2006 yılında yapılan kurtarma kazısında ana eyvan içerisinde doğu-batı yönünde üzeri ahşap hatıllarla kapatılmış bir kanal ortaya çıkarılmıştır. Eyvanın kuzeyinde yer alan hücrede orta avlu kenarında bulunan su giderinin tahliyesi amacıyla yapılmış künk kanal tespit edilmiş ve bir bölümünün üzeri camla kapatılarak ziyaretçilerin gösterimine sunulmuştur.
2006-2007-2008 yıllarında restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmaları yapılarak Karatay Müzesinin teşhir sistemi yenilenmiştir. Beyşehir Gölü kenarındaki Kubad-Abad Sarayı kazı buluntuları arasında olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu, Osmanlı Dönemlerine ait çini, seramik tabaklar, kandiller, alçı eserler burada sergilenmektedir.
ÇATALHÖYÜK ÖRENYERİ
Adres: Küçükköy Mh. 78239. Sokak, No:5 Çumra / KONYA
Tel: 0 332 351 19 14
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
15 Nisan - 30 Eylül: 09:00 - 18:40
1 Ekim - 14 Nisan: 09:00 - 16:40
Çatalhöyük, Konya ili, Çumra ilçesine bağlı Küçükköy yakınlarındadır. Çumra İlçesinin 10 km doğusunda, il merkezine 48 km uzaklıktadır.
1958 yılında J. Melleart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963-l965 yıllarında gerçekleştirilen kazılar sonucunda 14 yapı katı ortaya çıkarılmıştır. Mellaart başkanlığındaki ilk kazılarda alınan karbon 14 örneklerinin sonuçlarına göre; Çatalhöyük (X ve II. yapı katları) MÖ 6.500-5.700 arasında yaklaşık 800-900 yıllık bir süre iskan görmüş, MÖ 5.600'lerden sonra yerleşim terk edilmiştir. En erken yerleşim katı MÖ 6800 yıllarına, en geç yerleşim katı ise MÖ 5500 yıllarına tarihlenmektedir.
Çatalhöyük'te şehirciliğin en iyi bilinen dönemi VII ve II. katlardadır. Dörtgen plandaki evlerin duvarları birbirine bitişik nizamda olup her evin ayrı duvarı vardır. Ayrı ayrı planlanan konutların yanına ihtiyaç duyuldukça başka evler yapılmıştır. Evlerin bitişik olması nedeniyle şehirde sokak yoktur. Ulaşım düz olan damların üzerinden sağlanmaktadır. Evlere girişler de damlara açılan bir delikten, ahşap merdivenlerle yapılmaktadır. Ayrıca evler kutsal bir yapı çevresine kümelenmiş durumdadır. Şehri sınırlayan sur duvarı yoktur.
Yapı malzemesi olarak kerpiç, ağaç ve kamış kullanılmıştır. Duvarların kalınlıkları kerpiçlerin ölçüsüne (50-80 cm.) göre değişmektedir. Temel derinliği az olan evlerin duvarları kerpiçle örülürken aralarına konan ağaç dikmelerin üzerlerine gelen kirişler, düz tavanı taşımaktadır. Tavan örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır.
Tek katlı olan her ev, bir oda ve bir depodan oluşur. Odalarda, kenarları yükseltilmiş dörtgen ocaklar vardır. Duvarların ön kısımlarında taban döşemesinden 10-30 cm. yüksekliğinde sekiler bulunmaktadır. İçinde dörtgen nişlerin yer aldığı sıvalı duvarların üzeri beyaza boyandıktan sonra kırmızı, sarı ve siyah renklerde resimler yapılmıştır. Boğa, koç ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilerek duvarlara aplike edildiği düşünülmektedir. Bu temaların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görülmektedir.
Bu devre ait kalıntılar arasında Bereket Sembolü olan Ana Tanrıça heykelcikleri, kültürün uzantısı olarak anlamda aynı kalmış, kavimden kavime geçmiş, isim ve şekil değiştirerek işlevini devam ettirmiştir. Dönemin inançları hakkında özgün bilgiler veren pişmiş toprak veya taştan yapılan heykelcikler şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Doğumun çokluğu, bir kabilenin kalabalık ve dolayısıyla kuvvetli olmasının sembolüdür. Ayrıca pişmiş topraktan yapılan damga mühürler, günümüzdeki mülkiyet kavramının bu devirde başladığının belgeleridir. Damga mühürler yuvarlak ve oval formlarda olup, damga yüzünde geometrik motifler yer almaktadır.
Çatalhöyük'teki aletlerin malzemesi taş, pişmiş toprak, ağaç, kemik, obsidyen ve silekstir. Yiyecek ve içeçek kapları, delici ve kesici aletler, süs eşyaları bu malzemelerden yapılmış olup, yapılan kazılar sonucu bol miktarda ele geçirilmiştir. Bazı hayvan boynuzlarının iç bükey kısımlarına keskin ağızlı çakmak taşları yerleştirilerek orak olarak kullanılmıştır. Neolitik Dönem insanının toplayıcılık ve avcılığın yanında, yerleşik düzeninin esasını teşkil eden çiftçilikle de uğraştığını bu buluntulardan anlamaktayız.
Çatalhöyük'te uzun süre ara verilen kazı çalışmalarına 1993 yılında İngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından Ian HODDER başkanlığında 25 yıl süren bir proje ile yeniden başlanılmış ve çalışmalar 2017 yılında tamamlanmıştır. Kazılar, Konya Müze Müdürlüğü Başkanlığında 2018 - 2019 yıllarında Doç. Dr. Çiler ÇİLİNGİROĞLU’nun, 2020 yılı itibarıyla Doç Dr. Ali Umut TÜRKCAN’ın bilimsel danışmalığında devam etmektedir.