İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ MÜDÜRLÜĞÜ
Adres: Alemdar Cad. Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane - Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 520 77 40
Faks: 0 212 527 43 00
E-posta: istanbularkeolojimuzesi@ktb.gov.tr
Sorumlu olduğu il/ilçe:
İstanbul ili ve ilçeleri
Bağlı Birimleri:
Arkeoloji Müzesi
Eski Şark Eserleri Müzesi
Çinili Köşk Müzesi
ARKEOLOJİ MÜZESİ
Adres: Alemdar Cad. Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane - Fatih/İSTANBUL
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
Kış Saati: 9.00-17.00
Yaz Saati: 9.00-19.00
Pandemi sürecinde: 10.00-17.00
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalmış bir kurum olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamaktadır. Osmanlı’da tarihi eser toplama merakının izleri Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren takip edilebilmekteyse de sistemli bir şekilde müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin 1869 yılında ‘Müze-i Hümayun’ yani İmparatorluk Müzesi olarak kuruluşuna denk gelmektedir. Aya İrini Kilisesi’nde o güne değin toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin temelini oluşturmaktadır. Dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa, müze ile yakından ilgilenmiş, müzeye eser kazandırmak için kişisel çabalar sarf etmiştir.
1872 yılında Maarif Nazırı Ahmed Vefik Paşa, bir dönem kaldırılmış olan Müze-i Hümayun’u Alman Dr. Phillip Anton Dethier’i müdür olarak atayarak tekrar kurmuştur. Dr. Dethier’in yaptığı çalışmalar sonucunda Aya İrini kilisesindeki mekan yetersiz kalmış ve yeni bir binanın yapılması gündeme gelmiştir. Maddi imkânsızlıklardan dolayı yeni bir bina yapılamamış fakat Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılmış olan ‘Çinili Köşk’ restore edilerek 1880 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
1881yılında Sadrazam Edhem Paşa’nın oğlu Osman Hamdi Bey’in müze müdürlüğüne atanması ile birlikte Türk müzeciliğinde yeni bir çığır açılmıştır. Osman Hamdi Bey Nemrud Dağı, Myrina, Kyme ve diğer Aiolia nekropollerinde ve Lagina Hekate Tapınağı’nda kazılar yapmış ve buradan gelen eserleri müzede toplamıştır. 1887-1888 yılları arasında günümüzde Lübnan’da bulunan Sidon’da yaptığı kazılar sonucunda Krallar Nekropolü’ne ulaşmış ve dünyaca ünlü İskender Lahdi başta olmak üzere pek çok lahit ile İstanbul’a dönmüştür.
Sidon Kazısı, Osman Hamdi Bey’in başarılı bir arkeolog olarak literatüre geçmesine ve İstanbul Müzesi’nin dünyanın en önemli müzelerinden biri haline gelmesine neden olmuştur. Sidon’da yapılan bu kazılarda İskender Lahdi’nden başka, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Satrap Lahdi, Likya Lahdi, Sayda Kralı Tabnit’in Lahdi gibi eserler açığa çıkarılmış, Arkeoloji camiasında önemli bir olay olarak kabul edilen Sidon (Sayda) eserlerinin bulunuşu Müze-i Hümayun’un ve Türk müzeciliğinin kaderini değiştirmiştir.
Bu muhteşem eserlerin sergilenmesi için yeni müze binasına ihtiyaç duyulmuş, Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Çinili Köşk’ün karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından bugünkü arkeoloji müzesi inşa edilerek 13 Haziran 1891’de ziyarete açılmıştır. Müzenin ziyarete açıldığı 13 Haziran günü halen ülkemizde Müzeciler Günü olarak kutlanmaktadır.
Arkeoloji Müzesi dünyada müze binası olarak inşa edilmiş ender yapılardan biri olma özelliği ile öne çıkmaktadır. İstanbul’daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biri olan Arkeoloji Müzesi, cephesinin ihtişamı ile son derece dikkat çekici bir mimariye sahiptir. Uzun cephede geniş merdivenlerle ulaşılan iki girişi, dörder sütun ve alınlıklarla bir eski Yunan tapınağı görünümündedir. Alınlık üzerinde bulunan kufi üsluptaki Osmanlıca yazıda ‘Âsâr-ı Âtika Müzesi’ (Eski Eserler Müzesi) yazmaktadır. Bu yazının üzerinde bulunan Tuğra, Klasik Bina’yı inşa ettiren Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’ e aittir.
1903 yılında kuzey ve 1907 yılında güney kanadın eklenmesi ile bugünkü Arkeoloji Müzesi binası oluşturulmuştur. Ana Müze binasının güney doğu bitişiğine, yeni sergi salonlarına duyulan ihtiyaç nedeni ile 1969 -1983 yılları arasında bir ilave yapılmış ve bu bölüm Ek Bina (yeni bina) olarak adlandırılmıştır.
ESKİ ŞARK ESERLERİ MÜZESİ
Adres: Alemdar Cad. Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane - Fatih/İSTANBUL
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
Kış Saati: 9.00-17.00
Yaz Saati: 9.00-19.00
Pandemi sürecinde: 10.00-17.00
Eski Şark Eserleri Müzesi’nin binası, Osman Hamdi Bey tarafından 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi yani Güzel Sanatlar Akademisi olarak inşa ettirilmiştir. İleride Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin temellerini oluşturacak olan bu akademi, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılmış olan ilk güzel sanatlar okuludur. Binanın mimarı İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik binasını da inşa eden Alexander Vallaury’dir. 1917 yılında akademinin Cağaloğlu’nda başka bir binaya taşınması üzerine bu bina Müzeler Müdürlüğü’ne tahsis edilmiştir.
Dönemin müze müdürü Halil Edhem Bey, Yakındoğu ülkelerinin eski kültürlerine ait eserleri Yunan ve Roma Dönemi eserlerinden ayrı sergilenmesinin daha uygun olacağını düşünmüş ve binanın Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlenmesini sağlamıştır. Bu iş için davet edilen Alman uzman Eckhard Unger, 1917-1919 ve 1932-1935 yıllarında İstanbul’da çalışmış, müzenin teşhirini tamamlamış ve eserler üzerine bir dizi yayın yapmıştır.
II. Dünya Savaşı sırasında savunma amacıyla boşaltılan müze, daha sonra Osman Sümer tarafından Unger’in ilkelerine göre tekrar düzenlenmiştir. 1963 yılında müze yapısında büyük bir düzenleme yapılarak 1974 yılında tekrar ziyarete açılmıştır. En son 1999-2000 yıllarında bakım ve onarım çalışmalarından sonra 8 Eylül 2000’de bugünkü haline kavuşmuştur.
Eski Şark Eserleri Müzesi koleksiyonları, Anadolu ve Mezopotamya'nın Yunan öncesi, Mısır ve Arap Yarımadası'nın İslam öncesi çağlarına ait eserlerinden oluşmaktadır. Bu eserlerin çoğunluğu 19. yüzyıl sonunda başlayıp, I. Dünya Savaşı'na kadar süren arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmış ve bu ülkelerin o zamanki hakimi olan Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a getirilmiştir. İslamiyet Öncesi Arabistan Eserleri, Mısır Eserleri, Mezopotamya Eserleri, Anadolu Eserleri, Urartu Eserleri ve Çivi Yazılı Belgeler bölümlerinden oluşan Eski Şark Eserleri Müzesi'nde anlatım bölgesel bir sınıflama ile yapılmış; Arabistan Yarımadası, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu kültürleri kendi tarihi gelişimleri içinde sunulmuştur. Akad Kralı Naramsi'nin Steli, Kadeş Anlaşması, İştar Kapısı gibi eşsiz eserlerin yanında 75.000 tane çivi yazılı belgenin bulunduğu Tablet Arşivi de bu bölümde yer almaktadır.
ÇİNİLİ KÖŞK MÜZESİ
Adres: Alemdar Cad. Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane - Fatih/İSTANBUL
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
Kış Saati: 9.00-17.00
Yaz Saati: 9.00-19.00
Pandemi sürecinde: 10.00-17.00
Yapılış tarihi açısından bakıldığında İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksi içerisindeki en eski yapıdır. Fatih Sultan Mehmed’in 1472 yılında Sarayburnu’ndaki korulukta ve Topkapı Sarayı Suru (Sur-Î Sultanî) içinde yaptırdığı Köşk; içini ve dışını süsleyen çinilerinden ötürü “Sırça Saray” veya “Kasr-ı Kâşi” olarak da tanınmaktadır. Etrafındaki Ağa Çayırı denilen alanda cirit, tomak, güreş gibi spor yarışlarının yapıldığı bilinmektedir. Çinili Köşk, Selçuklu etkisinde yapılmış, Osmanlı sivil mimarisinin İstanbul’daki tek örneğidir. Mimarı bilinmemektedir.
Yapı, 1880 yılında İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) tarafından arkeolojik ve İslami eserlerin sergilenmesi için kullanılmıştır. 1939 yılında ise Topkapı Sarayı’na bağlanmış, içinde bulunan eserler çeşitli müzelere dağıtılmış ve o dönemde müze işlevini yitirmiştir. 1981 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlanan Çinili Köşk Müzesi’nde bugün Türk İslam çini sanatına ait eserler bölgesel ve kronolojik olarak sergilenmektedir.