Harput, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nün güneyinde yer alır. "Harput Platosu’’olarak adlandırılan yüksek kütlenin güney kenarına kurulmuştur. Harput ve çevresinde yapılan kazı ve araştırmalara göre ilk yerleşim Paleolitik Çağ’a kadar inmektedir. Harput, ilkçağdan itibaren Anadolu’nun önemli yerleşim merkezlerinden biri olmuş, özellikle Urartulara, sonrasında Pers, Roma, Bizans, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılara ev sahipliği yapmıştır. Bölgede egemenlik kurmuş olan uygarlıkların inşa ettikleri anıtsal yapılar günümüze önemli bir kültürel miras olarak gelebilmiştir. Bunlardan en önemlileri; 2016 yılı Mayıs ayında bulunan Harput kabartması, Harput İç Kalesi, Roma Kaya Mezarları, Meryem Ana Kilisesi, Harput Ulu Camii, Sare Hatun Camii’dir.
Harput, tarihin her döneminde doğal yapısı, taşınmaz kültür varlıkları, somut olmayan kültür varlıkları, önemli tarihi şahsiyetleri, dinler tarihi açısından yetiştirdiği âlimleri, otantik müziği, folklorik ve edebiyattaki yeri ile önemli bir kültür şehri olmuştur. Öğrenme ve eğlenceyi birleştiren Kürsübaşı geleneği somut olmayan kültür varlığı olarak UNESCO tarafından tescillenmiştir. Kendine has erkek ve kadın oyunları ile bir marka olmuştur. Dünyanın en eski kiliselerinden olan Meryem Ana Kilisesi, Arap Baba, Fethi Baba gibi dinler tarihi açısından önemli değerlere sahiptir. Geleneksel Harput müziği, kullanılan çalgıları, besteleri ile halen özgün özelliğini sürdürmektedir.